Federal Meclis Milletvekili Sayın Gülistan Yüksel,
KRV Eyalet Meclisi 1.Başkan Yardımcısı, Türkiye-KRV Dostluk Grubu Başkanı Sayın Carina Gödecke,
Saygıdeğer doktorumuz Dilek Gürsoy,
Düsseldorf bölgesinde yaşayan Türk toplumunun değerli üyeleri,
Kıymetli vatandaşlarımız,
Değerli Alman dostlarımız,
Sivil Toplum Kuruluşlarının kıymetli üyeleri
Sayın basın mensupları,

Türkiye Cumhuriyeti’nin 98. kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediğimiz Resepsiyonumuza hoşgeldiniz.

Sayın Başkonsolosumuz, bu hafta başında el başparmağından ciddi bir operasyon geçirdi. Tedavisinin belli bir zaman alacağını öğrendik. Bu nedenle, ne yazık ki, bu süre zarfında bizlerle olamayacak. Kendisine acil şifalar diliyoruz.

Bildiğiniz üzere Korona salgını nedeniyle geçtiğimiz yıl 29 Ekim Resepsiyonumuzu düzenleyememiştik. Bu yıl da yine salgın koşullarını göz önünde bulundurarak, çok geniş kapsamlı bir etkinlik gerçekleştiremedik. Ancak uzun bir aradan sonra sizlerle ilk kez birlikte olmaktan ötürü büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda topraklarımızın işgale uğraması üzerine, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk liderliğinden yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı, aziz milletimizin gösterdiği gayret ve fedakârlıklar sayesinde zafere ulaşmış ve 29 Ekim 1923 tarihinde modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin 98. yıldönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşadığımız bu anlamlı günde, öncelikle Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyorum.
Kıymetli Konuklar,
Kuruluşundan bu yana ülkemiz, çok sayıda sınamayla karşı karşıya kalmıştır. Ancak her seferinde ülkemize yönelen tehditler tek tek bertaraf edilmiştir.
Ulu Önder Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, “Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.”
Son olarak, 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe teşebbüsünde olduğu üzere, bu tür sınamaların bertaraf edilmesindeki en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımayan, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını ortaya koyan Türk halkına aittir.

Ülkemiz, verilen mücadeleler sayesinde ve insani ve girişimci dış politikası, laik ve sosyal devlet anlayışı, genç ve dinamik nüfusu, güçlü ekonomisi ve insani yardımlarıyla, uluslararası toplumun saygın bir üyesi olmuştur. Bu gurur hepimizindir.
Bu yıl, sadece Cumhuriyetimizin 98. Yıldönümünü kutlamanın gururunu yaşamıyoruz. Aynı zamanda ülkelerimiz arasında “İşgücü Anlaşması”nın imzalanmasının da 60. Yıldönümünü de kutluyoruz.
Türkiye ile Almanya arasında 30 Ekim 1961 tarihinde imzalanan İşgücü Anlaşması sonrası Almanya’ya tren yoluyla hareket eden ve ilk işgücü göçünü başlatan yaklaşık 6.500 vatandaşımız, ülkelerini ve ailelerini geride bırakmanın burukluğuyla yeni bir hayata başlamıştır. Almanya’ya varışlarında çoğunlukla ağır sanayi veya madencilik sektörlerinde istihdam edilen vatandaşlarımız meşakkatli çalışma şartları altında hiç bilmedikleri bir ülkede ayakta kalma mücadelesi vermiş, anayurtta bıraktıkları ailelerine daha iyi bir yaşam sunabilmek için var güçleriyle çabalamışlardır. Türk işçileri iş disiplinleriyle, çalışkanlıklarıyla, özverili çalışmalarıyla Alman işverenlerinin de takdirini kazanmıştır.
Bu vesileyle Almanya’da en fazla Türk kökenli insana evsahipliği yapan ve çok iyi ikili ilişkilere sahip olduğumuz KRV Eyaletinin 60. Yıldönümü anma etkinliklerinde öne çıktığını memnuniyetle gördüğümüzü belirtmek isterim.
Günümüzde sayıları 3,5 milyonu bulan Almanya’daki Türk toplumu yalnızca Almanya’nın kalkınmasına ve bir refah toplumu haline gelmesine katkıda bulunmamış, aynı zamanda kültürel çeşitliliğin ve modern açık toplum fikrinin yerleşmesinde başlıca rolü oynamışlardır. Bugün baktığımızda Almanya’daki Türk kökenlilerin bilim, spor, sanat, siyaset ve iş dünyası gibi birçok alanda önemli başarılar elde ettiklerini görüyor ve bundan büyük gurur duyuyoruz.
Bu noktada, Korona salgını ile mücadeleye devam ettiğimiz şu günlerde ben sadece Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin isimlerini söylemekle yetineceğim.
Hepsi birer isimsiz kahraman olan vatandaşlarımıza Türkiye ile Almanya arasında kurdukları köprüler için teşekkürlerimi sunarım. Bundan önce olduğu gibi, ileriki yıllarda da sizlerden güç almayı sürdüreceğiz.
Türk-Alman ilişkilerinin basına yansıyandan çok daha iyi bir seviyede bulunduğunu, insandan insana iletişimde zaten bir sorun yaşanmadığını, herkesin çevresinde bir Türk veya Alman dostu olduğunu, iki ülke arasında tarihe ve insana dayanan dostluk bağlarının kurulduğunu ve bu bağların her iki toplumu geleceğe güvenle taşıyacağını düşünüyorum.
Şu anda aramızda Türkiye-KRV Dostluk Grubu Başkanı Sayın Gödecke de bulunmakta. Kendisine buradan özellikle teşekkür etmek istiyorum. 10 yıldan fazla bir süredir Dostluk Grubu Başkanı olarak iki ülke ilişkilerine büyük katkı sağlıyor, gayret sarfediyor. Kardeş şehir ilişkilerine özel bir önem veriyor.
KRV Dostluk Grubu’nun Almanya genelinde başka bir örneği olmadığını düşünüyorum. Sayın Gödecke gibi Türkiye’yi tanıyan, Türk toplumu ile yakın temas halinde bulunan Alman dostlarımızın varlığı bize güç vermektedir.
Geçen ay KRV Eyaletinin kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlamaları gerçekleştirildi. KRV’nin bugün geldiği nokta gerçekten büyük bir başarı hikayesidir. Bu seçkin eyalet, Almanya’nın siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal hayatına yaptığı katkılarla öne çıkmakta ve model olmaktadır.
Mevcut durum itibarıyla KRV, Almanya içerisinde Türk yatırımcılarımızca en fazla tercih edilen Eyalet durumundadır. Türk yatırımcıların KRV’ye yönelik ilgisinin pandemiye rağmen devam ettiğini görmekten de ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Elimizdeki verilere göre, Türk firmaları Eylül 2021 itibariyle, 30 tamamlanan, 16 devam eden projeyle, KRV'deki yabancı yatırımcılar arasında 2. sırada (2019 yılında 73 firma ile ilk sırada ve 2020 yılında 63 firma ile 2. sırada) ve istihdam sağlama bakımından ise 4. sırada yer almaktadır.
Yaklaşık10 bin adeti halen T.C. vatandaşlığını muhafaza edenler tarafından kurulanlar olmak üzere, KRV genelinde Türk kökenlilerce kurulan işletme sayısının 25 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Söz konusu işletmelerin yıllık cirolarının 11,2 milyar Avro’ya yakın olduğu ve yaklaşık 120 bin kişiye istihdam sağladıkları bilinmektedir.
Öte yandan, Almanya’da yaşayan Türk toplumunun hayatları sadece olumlu gündemden, başarı ve Almanya'ya katkıdan ibaret değil. Maalesef hepimizin hafızasında ırkçı saldırılar, yabancı düşmanlığı, ayrımcı veya İslamofobik olaylar da yeralıyor. NSU, Mölnn, Solingen, Hanau cinayetleri gibi ırkçı saldırılarda Almanya’da 50 insanımız hayatını kaybetmiştir. Onları da bu vesileyle, rahmetle anıyorum.

28 Mayıs 1993 gecesi gerçekleşen Solingen faciası, Türk toplumunda derin izler bırakmıştır ve aradan geçen bunca zamana rağmen halen canlılığını korumaktadır. Solingen faciası mağdurları Mevlüde-Durmuş Genç çifti, Türkiye’de bulunduklarından, bu gece aramızda değiller. Ancak bu vesileyle, en acılı günlerinde dahi her iki topluma “dostluk ve birlik çağrıları” yaptıklarını bir kez daha anımsatmak isterim. Ailenin diğer üyeleri Kamil-Hatice Genç çiftinin ise, bu akşam bizlerle birarada olmalarından memnuniyet duyduk.

Başkonsolosluk olarak elbette ki, bu konuların yakından takipçisi olmaya ve vatandaşlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz. Ancak, ırkçı ve aşırı sağcı ideolojileri, yalnızca birlikte ve kararlılıkla mücadele edersek, yenebiliriz. Irkçılık ve ayrımcılığın köklerinin kurutulması, Almanya’daki Türklerin kendilerini tam anlamıyla evlerinde hissetmeleri bakımından önemlidir.

KRV Eyaletinde, bir virüs gibi tehlikeli bir biçimde yayılabilecek bu tür “habis/hastalıklı” ideolojilerle, en üst düzeyde yakından ilgilenildiğini biliyoruz. Eyalet makamlarının bu konudaki işbirliğine dayanan yaklaşımını takdirle karşılıyoruz.

Almanya’daki insanlarımızın kültürlerini koruyarak, bu ülkeye uyum sağlamaları bizim açımızdan büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, kültürün taşıyıcısı olan Türkçemizin KRV'de devlet okullarında verilmesini ve Eyalet Eğitim Bakanlığının son yıllarda sözkonusu derslerin kalitesini ve etkinliğini artırma temelinde attığı yapıcı ve destekleyici adımları da takdir ettiğimizi özellikle vurgulamak isterim.

Son yıllarda Türkçe derslerine katılım konusunda kaydadeğer bir gelişme yaşadık. Ancak bu alandaki potansiyelimizi de göz önünde bulundurarak, bu derslere katılımın arttırılması ve daha fazla sayıda okulda Türkçe dersi açılması için, siz değerli velilerin çabalarınızı yoğunlaştırmanızı beklemekteyiz.
Tabiatıyla vatandaşlarımızın Almanca öğrenmelerini ve kendi kültürlerini koruyarak bu ülkenin kültürünü de benimsemelerini, daha önce olduğu üzere, bundan sonra da desteklemeye ve teşvik etmeye devam edeceğiz.
Kıymetli vatandaşlarımız,

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik konsolosluk hizmetlerinde, özellikle son yıllarda hem nicelik hem de nitelik bakımından kayda değer ilerlemeler sağlanmıştır. Bu çerçevede, halihazırda 70'in üzerinde türde yılda ortalama 1.9 milyon konsolosluk işlemi gerçekleştirilmektedir.

Bakanlığımız Konsolosluk Çağrı Merkezi (KÇM) halihazırda, Türkçe dahil 7 dilde hizmet vermektedir.

Sizlere sunduğumuz konsolosluk hizmetlerinin kalitesini, niteliğini, hızını ve çeşitliliğini daha da geliştirmek ve olası sorunlarınızı çözmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Hizmetlerimizin iyileştirilmesi bakımından sizlerle yakın temas halinde ve her daim ulaşılabilir olmaya önem atfediyoruz.
Son iki yıldır maalesef, Korona salgını hepimizin hayatını pekçok açıdan olumsuz şekilde etkiledi. Bu süreçte aile üyelerimizi, sevdiklerimizi ve dostlarımızı kaybetmenin acısını derinden yaşadık. Hem Türkiye’de hem Almanya’da salgın nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Salgın sürecinde Başkonsolosluk olarak da birtakım zorluklar ve sınamalarla karşılaştık. Tüm bunları, salgının en kritik döneminde dahi özveriyle, sağlıkları pahasına ve kendi ailelerinin zamanından feragat ederek mesai yapan personelimiz sayesinde aşabildik. Ayrıca, değerli katkılarıyla yoğun konsolosluk işlemlerimizi başarıyla gerçekleştirebildik.
Başkonsolosluğumuzda her gün yüzlerce müracaatçıya özveriyle hizmet veren mesai arkadaşlarıma ve değerli Ataşeliklerimize de huzurlarınızda teşekkürlerimi sunarım.
Düsseldorf Başkonsolosluğundaki dört yıllık görevimi tamamlamış bulunuyorum. Görevim boyunca ülkem adına gururla, onurla ve heyecanla hizmet etmeyi kendime ilke edindim. Görevimi geriye kalan kısmında da aynı yaklaşımla çalışmayı sürdüreceğim. Bu vesileyle, sizlere gösterdiğiniz samimiyet ve yakınlık için teşekkürlerimi sunarım.
Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, ülkemizin istiklali ve istikbali uğruna canlarını veren aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.
Hepinize güzel bir akşam diliyor, saygı ve hürmetle selamlıyorum.